29 Aralık 2012 Cumartesi

ÇOCUKLARI TANIMA TEKNİKLERİ

Tanımı ve Değerlendirmenin Önemi
Erken çocukluk yılları bireyin gelişimi için çok önemli bir dönemdir. Bu dönemde
bireyin tüm yaşam becerilerinin temelleri atılmaktadır. Beyin gelişimi ile ilgili yapılan
araştırmalar bireyin beyin gelişiminin yaşamın ilk yıllarında çok hızlı olduğunu ortaya
çıkarmıştır. Bu nedenle okulöncesi yıllarda çocukların bilinçli ve doğru bir şekilde
desteklenmesi ve yönlendirilmesi gerekmektedir.
Çocukların gelişiminin her yönden desteklenebilmesi için, onların tüm özelliklerinin
objektif olarak değerlendirilmesi gerekir. Çünkü çocuğa yardım, onun tamamıyla
tanınabildiği koşullarda gerçekleşir.
Çocuğun ilgileri, ihtiyaçları, gelişimsel özellikleri ve öğrenme yöntemleri birbirinden
farklı olabilir. Bunları bilmek, okul programlarının geliştirilmesinde birinci basamak olarak
düşünülmelidir. Çocukların öğrenme ortamından etkili şekilde yararlanması için onların
tanınması eğitim programının can alıcı noktalarından biridir.
Çocukları tanıma ve değerlendirme; çocukla ilgili tüm bilgilerin, objektif, esnek fakat
tutarlı bir şekilde çok çeşitli araçlar yardımıyla sistematik olarak toplanması, kayıt altına
alınması ve bunları birbiri ile birleştirerek anlamlı ve güvenilir bir karar verme sürecidir

Çocukları tanımak önemlidir. Çünkü:
 Çocukların gelişimsel özelliklerinin bilinmesi, yardıma ihtiyaç duydukları
alanların ve güçlü yönlerinin tespit edilmesini sağlar.

*Çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak etkili ve kaliteli eğitim programlarının
oluşturulmasını sağlar. Çocukları tanımak için atılan adım sağlam bir
başlangıç oluşturur.

* Çocukların özelliklerine uygun öğrenme yöntem, teknik ve araçların seçilmesi
ve böylece etkili ve kaliteli öğrenme ortamlarının düzenlenmesine temel
oluşturur.

* Çocukları güçlü ve gelişmeye açık özel gereksinmelerinin erken yaşlarda fark
edilerek desteklenmesini, yönlendirilmesini sağlar.

* Çocukların kendi kendilerini tanımalarına fırsat yaratarak, bireysel ve sosyal
farkındalıklarını geliştirir.

* Çocukların gelişimlerindeki ilerleme ya da sapmaları ölçmeyi sağlar. Böylece
çocuk hakkında bir profesyonel olarak aileleri bilgilendirmede güvenilir bir
rehberlik hizmeti vermek mümkün olur.

Çocukların tanınması gereken yönleri şunlardır.
  •  Beden gelişimi ile ilgili bilgiler.
  •  Ailesi, yakın çevresi ve yaşadığı çevre ile ilgili bilgiler.
  •  Kimlik bilgiler.
  •  Sağlık durumu ile ilgili bilgiler.
  •  İlgi ve yetenekleri ile ilgili bilgiler.
  •  Kişilik özellikleri ve geçmiş yaşantıları ile ilgili bilgiler.
  •  Bilgi ve beceri, başarı ve uyumu ile ilgili bilgilerin bilinmesi gerekir.

7 Aralık 2012 Cuma

PROBLEM

  1. Çevredeki çöp sorunu


YAPILACAK PROJE

  1. Çöp yiyen makina


GEREKÇE

  1. Çevreyi temiz tutmak
  2. Çevredeki çöp sorununu daha aza düşürmek
  3. Atılan çöplerin işe yarar hale getirmek


AMAÇLAR

  1. Sağlıklı bir çevre oluşturmak
  2. Çevredeki çöp sorunuyla ilgili insanları bilinçlendirmek
ARAŞTIRIRKEN ÖĞRENDİKLERİM


  • Yiyecek atıklarının kompost işleminden geçirilerek gübre haline getirildiğini
  • Çevredeki insanların çöp sorununaacil çözüm bulunmasını istemeleri
  • her atığın bir yerlerde kullanılabilindiğini
  • Atıkların çevreye zarar vermeden yok edilmesi gerektiğini
  • Geri kazanımının doğal kaynaklarımızı koruduğunu ,enerji tasarrufu sağladığını ,ekonemiye katkı sağladığını ve çöpe giden atık miktarını azalttığını 
  • Çöp ve katı atıklar aracılığı ile 200 çeşit bulaşıcı hastalık taşıyıp yayıldığını öğrendim.


6 Aralık 2012 Perşembe

ARASTIRMADAN ÖNCE BİLDİKLERİM


  • Çevredeki çöplerin fazla olduğu
  • Kağıtların ,kartonların vs geri dönüştürülüp tekrar kullanıldığı
  • Çöplerin ayrışrılabilinceğini
  • İnsanların çöp sorunları ile ilgili bilgilendirilmesi gerektiğini

11 Kasım 2012 Pazar

ETKİNLİK:BULMACA (SAYFA 15)


Etkinlik


 Bir insanın doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı niteliklerdir.
 Cevap: KİŞİLİK

İçgüdüler, iştahlar istek ve ihtiyaçları içerir.
 Cevap: İD

İnsanın duygusal, hayal ve davranışsal özelliklerinin tümüdür.
Cevap: MİZAÇ

 Bireyin davranışlarını kontrol edendir.
  Cevap: SÜPEREGO

İç ve dış hayatın düzenleyicisidir.
 Cevap: EGO

 Yaşama var olmaya hizmet eder.
 Cevap: FİZYOLOJİK

Kulüp arkadaş grubu kurulmasında etkilidir.
  Cevap: BAĞLILIK

Kişiye özgü davranışların bütünüdür.
  Cevap: KARAKTER

Başarılı ve üstün kişi olmaktır.
 Cevap: SAYGINLIK 

 Yaşantılar sonucunda meydana gelir.
 Cevap: SOSYAL

İnsanın gelişimi için gerekli koşulların eksikliğidir.
 Cevap: İHTİYAÇ 

BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE PROJE İLİŞKİSİ


BİLİM ARAŞLTIRMA VE PROJE İLİŞKİSİ

PÖNERİ FORMUNUN DOLDURULMASI 

Proje Yürütücüsü, Proje öneri Formunu aşağıdaki açıklamalara uygun olarak hazırlar

1 Proje Başlığı
Araştırma konusunu tam yansıtacak şekilde açık ve kısa olarak yazılır

2 Proje Süresi ve Başlangıç Tarihi

Projenin süresi ay olarak (12 ay, vb) belirtilir ve başlaması önerilen tarih yazılır Başlangıç tarihinin başvurunun yapıldığı ayı izleyen üçüncü ayın başında başlaması uygundur Araştırma Projeleri Doktora ve Tıpta Uzmanlık projeleri hariç olmak üzere ek süre dahil en fazla üç yıl içinde tamamlanır Doktora ve Tıpta Uzmanlık projeleri en fazla ek süre dahil dört yıl içinde tamamlanır Lisansüstü Tez Projeleri tezin bitimini takiben en fazla altı ayda tamamlanmak zorundadır Proje süresi 12 Ay'dan az olamaz

3 Proje Bütçesi ve Komisyondan İstenen Destek
Projenin toplam bütçesi ve Komisyon'dan istenen destek YTL olarak belirtilir Dışa bağımlı ve büyük destek talebi yabancı paralar cinsinden ayrıca yapılabilir Bunlar parantez içinde + değer olarak gösterilir (+ $ veya EURO gibi) Bu fiyatların FOB veya CIF olması ayrıca belirtilirDışalımın Komisyon tarafından yapılamaması olasılığına karşı, iç teslim fiyatı (YTL) (KDV dahil) ayrıca belirtilir

4 Proje Yürütücüsü
Proje yürütücüsü, projenin bilimsel, idari, mali ve hukuki sorumluluğunu yüklenen kişidir Projenin yürütücüsünün değişmesi, ancak Yürütücüsünün talebi ve projede görev almış olsun veya olmasın aynı alanda çalışan bir diğer öğretim elemanını önermesi üzerine Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyon Kararı ile gerçekleşir, önerilen Yürütücünün Komisyon destekli süren bir başka bağımsız veya kapsamlı projenin yürütücülüğü görevinin olmaması gerekir
Kapsamlı Projelerde, alt projeleri yürüten Proje Yürütücüleri olabilir Bu durumda, Proje Yürütücülerinden birisi Komisyona karşı birinci derecede sorumlu olan Proje Koordinatörü olarak görev yapar

5 Projenin Yürütüleceği Birim Amirinin Onayı
Proje Önerisindeki Birim Amiri Fakültelerde Dekan, Enstitülerde/Meslek Yüksek Okullarında Merkez Müdürü'dür

6 Araştırmacılar
Bir projede Yürütücü dışında birden fazla araştırmacı görev alabilir Araştırmacılar, projenin gerçekleşmesindeki sorumluluğu Yürütücü ile paylaşırlar ve proje sonuçları yayımlandığı zaman yayınlarda yer alırlar Proje ekibinde diğer Üniversitelerden, Araştırma Kuruluşlarından veya Destekleyen Kuruluşlardan araştırıcılar yer alabilir

7 Destekleyen Kuruluş
Projenin gerçekleşmesi için ayni veya nakdi katkıda bulunan veya elemanlarını görevlendirerek sorumluluğu paylaşan Kuruluş veya kuruluşlardır Destek miktarı ve şekli proje önerisinde belirtilir Patent vb pratik fayda ve kazanç üretilmesi beklenen projelerde telif hakkının dağıtımı Komisyon Başkanlığı, Destekleyen Kuruluş ve Proje Yürütücüsü arasında imzalanan bir protokol ile belgelenir

ÜLKEMİZDE VE ÇEVREMİZDE YAPILAN PROJELER




ÇEVREMİZDE YAPILAN BİR PROJE
  Şişlideki konut projeleri

Nurol GYO tarafından hayata geçirilen Nurol Towers, Şişli'de yer alıyor. Nurol Towers 6 bin 842 metrekare alan üzerinde 30 kat tek blok halinde 242 home ofisten oluşuyor.

Nurol Towers Şişli'de, 73 ila 193 metrekare alanlara sahip home ofislerin metrekaresi 5 bin dolar ile 7 bin 500 dolar arasında değişiyor.

Fiyatların 417 bin 928 dolardan başladığı Şişli Nurol Towers'da yüzde 25 peşinat ile kalan tutar 120 aya kadar vadelendirilebiliyor.
  
ÜLKEMİZDE YAPILAN 3 TANE PROJE

1-Tema 10 Milyar Meşe Kampanyası

Ülkemizin bugününü ve geleceğini yakından ilgilendiren erozyon ve yarattığı sosyo ekonomik sonuçları Türkiye'nin en büyük sorunu olarak kabul eden TEMA Vakfı ile Arçelik A.Ş'nin yaptığı sponsorluk anlaşması sonucunda, Ankara'da 250 hektarlık bir araziye 2.5 milyon adet meşe palamudu (tohumu) ekilerek Arçelik ve Beko markaları adına bir orman alanı oluşturulmuştur.

Üç adet meşe palamudu (tohumu) ekilerek, bir adet meşe ağacının yetiştirilmesi hedeflenen projede, Arçelik A.Ş için ayrılan 2.5 milyon tohum, yaklaşık 830 bin adet ağacın ülkemize kazandırılması anlamına gelmektedir.

Arçelik A.Ş , TEMA Vakfı'nın Orman Bakanlığı ile işbirliği yaparak başlattığı ve artık ulusal bir proje haline gelen meşe palamudu ekim kampanyasına sağladığı katkıdan dolayı "Meşe Kristali Ödülü"ne layık görülmüştür. Şiddetli erozyon tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde başlatılan ve dünyada sürdürülen en büyük ağaçlandırma projesi olan "10 Milyar Meşe Projesi" kapsamında, Ankara-Samsun karayolunun 22. km'sinde oluşturulan "Arçelik ve Beko Meşe Ormanı"nda Mart 2002'de Meşe Ekim Şenliği düzenlenmiştir.



2-Entegre Havza Rehabilitasyon Projeleri;
6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 58. Maddesine göre; Orman rejimine dahil veya yeniden orman tesis edilecek yerlerde havza bazında yapılacak ağaçlandırma, erozyon ve sel kontrolü, çığ ve heyelanların önlenmesi, ekosistemlerin korunup geliştirilmesi ve havzada yaşayan insanların hayat şartlarının iyileştirilmesi faaliyetleri, (mülga) Çevre ve Orman Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili kuruluşlarla birlikte hazırlanan entegre projeler halinde uygulanır.

Entegre Havza Rehabilitasyon Projeleri mülga AGM Koordinatörlüğünde yürütülmekteydi. Bakanlıkların yeniden yapılandırılması sonucu Çevre ve Orman Bakanlığı kapatılarak Orman ve Su işleri Bakanlığı kuruldu. AGM nin de kapanması ile birlikte yürütülmekte olan Entegre Havza Rehabilitasyon Projelerinin koordinasyonu OGM ye devredilmiştir. Uygulama aşamasında olan Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi ve hazırlık aşamasında olan Çoruh Havza Rehabilitasyon Projeleri OGM nin koordinatörlüğünde ilgili kurumlar ile birlikte yürütülecektir. 

Günümüzde yürütülen Havza Rehabilitasyon projeleri; havzalarımızdaki, toprak, su, bitki örtüsü arasında doğal dengeyi sağlamaya yönelik teknik, kültürel ve idari tedbirlerin alınması ve havzada yaşayan halkın sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmalarının sağlanması amacıyla yapılmaktadır.
Türkiye’de Genel Müdürlüğümüz koordinatörlüğünde, diğer kurum ve kuruluşlarında katılımı ile uygulanan entegre havza rehabilitasyonu projelerini,
  • Doğu Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi (bitti.)
  • Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi (devam ediyor.)
  • Çoruh Havzası Rehabilitasyon Projesi (bu yıl başlayacak.)
olarak sıralayabiliriz.


Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Projesi Kapsamında Yapılan Çalışmalar:
Proje kapsamında 2011 yılı sonuna kadar;
• 17797 ha. alanda toprak muhafaza ağaçlandırması
• 19890 ha. alanda toprak muhafaza ağaçlandırması bakımı
• 705 ha. alanda bozuk ve 1 kapalı koru ormanı rehabilitasyonu
• 332 ha. alanda meşe rehabilitasyonu
• 990 ha. alanda çıplak, zayıf ve aşınmış toprakların korunması çalışmaları
• 1700 ha. alanda orman içi mera planlaması
• 3825 ha. alanda orman içi mera rehabilitasyonu ve yönetimi
• 80 ha. alanda katılımcı ağaçlandırma
• 28 adet mikrohavza planı yapımı
• 2264 ha. alanda nadas azaltma
• 1168 ha. alanda marjinal tarım alanlarının doğru kullanımı
• 3 ha. alanda çevre dostu tarımsal uygulamalar
• 892 ha. alanda orman dışı mera rehabilitasyonu ve yönetimi
• 139 ha. kuru alanda bağ-bahçe tesisi
• 291 ha. sulu alanda bağ-bahçe tesisi
• 1038 ha. alanda suluda yem bitkisi üretimi
• 42 ha. alanda sebze üretimi
• 69 ha. alanda tarla kenarı ağaçlandırması
• 93 ha. alanda küçük sulama
• 349 ünite süt sığırcılığı
• 47 ünite süt koyunculuğu
• 384 ünite güneş enerji sistemi kurulumu
• 125 ünite arıcılık
• 381 adet hane ve çiftlik tipi gübre deposu yapımı
• 10 adet merkez tipi gübre deposu yapımı
• 91 adet su kalitesi ölçüm ve izleme istasyonu kurulması


Ülkemizde tarımsal ürünlerin pazarlama sorunlarının ortadan kaldırılması ve etkin bir tarım ürünleri piyasasının kurulması amacıyla 90’lı yılların sonunda Dünya Bankası destekli olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen “Ürün Borsaları Geliştirme Projesi” başlatılmıştır. Bu proje sonunda “Lisanslı Depoculuk” ve “Ürün İhtisas Borsacılığı” olarak iki aşamalı sistemin uygulamaya geçebilmesi için gerekli olan yasal altyapı 2005 yılında oluşturulmuştur.

Türkiye’nin en eski ve deneyimli borsası olan İzmir Ticaret Borsası önderliğinde kurulan 19 ortaklı “Ege Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş.” (ELİDAŞ) olmuştur. ELİDAŞ firmasının ortakları arasında İzmir, Balıkesir, Şanlıurfa, Gaziantep, Manisa, Ödemiş, Söke, Salihli, Turgutlu, Alaşehir Ticaret Borsaları, Vadeli İşlem Borsası (VOB), Denizbank, İş Yatırım ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Takasbank, İzmir Ticaret Odası, Tariş Pamuk Birliği, Tariş Üzüm Birliği ve Ege İhracatçı Birlikleri kuruluşu olan EDAKATAŞ A.Ş. yer almaktadır.

ELİDAŞ’ın kuruluş çalışmaları 2011 yılı başında tamamlanmış ve faaliyet izni almak amacıyla organizasyon ve altyapı çalışmaları (depoların ve laboratuvar sistemin kurulması, bilgi işlem altyapısının hazırlanması vb.) hızlı bir şekilde devam etmektedir. Şirket başlangıçta pamuk depolama faaliyeti gerçekleştirecek, gelişmelere göre başka tarımsal ürünler içinde çalışmalar yapacaktır. Şirketin faaliyetine pamukta başlamasının temel nedeni, pamuğun standardizasyon konusunda diğer tarımsal ürünlere göre daha avantajlı olması, İzmir Ticaret Borsasının spot pamuk ticaretinin merkezi olması ve bu alanda sahip olduğu tecrübedir.

Şirketin faaliyete geçmesi ile birlikte ülkemizde pamuk ticaretinde önemli bir gelişme yaşanacak ve lisanslı depoculuk sisteminin ülkemizde yaygınlaşması ve bilgi birikimi oluşmasına da önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca, pamuk lisanslı depoculuğun çalışmaya başlaması ile birlikte Vadeli İşlem Borsası’nda fiziki teslimat olanağı, dolayısıyla pamuk kontratlarının çalışması sağlanmış olacaktır.

DEPREM ÖNCESİ YAPMAMIZ GEREKENLER
  • Eve taşınırken veya ev satın alırken depreme dayanıklımı bunu araştırmalıyız.
  • Eşyalarımızı sabitlemeliyiz.
  • Aile bireyleri ile topluca deprem olursa ne yapacağız bunu konuşmalıyız.
  • Cam kenarında veya eşya dökülebilecek yerde yatmamalıyız.
  • Deprem çantası hazırlamalıyız.

DEPREM SIRASINDA YAPMAMIZ GEREKENLER

  • Panik yapmamalıyız
  • Dökülebilecek eşyaların yanından uzaklaşıp masa altına , kanepe gibi eşyaların yanına çömelmeliyiz.
  • Deprem bitene kadar beklemeliyiz.
  • Okulda isek sıra altlarına girerek başımızı korumalıyız.
  • Ocak , fırın gibi cihazları hemen kapatmalıyız.

DEPREM SONRASI YAPMAMIZ GEREKENLER

  • Önceden hazırladığımız deprem çantasını yanımıza almalıyız.
  • İkinci deprem olma ihtimaline karşı tedbirli olmalıyız.
  • Ailemizle haberleşmeliyiz.
  • Deprem anında bulunduğumuz yeri hemen terk etmeliyiz.
  • Yardıma ihtiyacı olan insan varsa yardım etmeliyiz.


3 Kasım 2012 Cumartesi

ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE






 19. yüzyıla kadar halı gibi eşyalar opayla dövülüp yıkanarak temizleniyordu. Bu şekilde temizlik yapmak oldukça zahmetli ve uzun sürüyordu. Mekanik bazı sistemler geliştirildi. Döner fırçalı ve kiri emen körüklü temizleyiciler kullanıldı.
İlk elektrikli süpürge İngiliz Hubert Booth tarafından icat edildi (1871 - 1955) Booth bu icadın ardından British Vacuum Company adlı bir şirket kurdu. (1901) Bu alet yakıtla çalışıyor ve taşıması oldukça zahmetli oluyordu. At arabaları sayesinde taşınan bu alet işçiler tarafından kullanılırdı. Pencerelerden uzatılan bir hortum sayesinde evlerin içinde temizlik yapılabiliyordu. Bu icat çok başarılı olmuştu ve çok iş yaptı.
1908 yılında Murray Spangler bu aletten çok daha hafif bir elektrikli süpürge üretti ve patentini aldı. Bunu üretebilecek mali gücü olmamasından ötürü William Hoover'ın şirketi tarafından üretildi ve piyasaya sürüldü.
Günümüzde ise torbalı ya da kuru hazneli normal filtreli süpürgeler tarihe karışmak üzere. Daha sağlıklı olan yeni su filtrasyonlu süpürgeler ilk defa bir firmanın piyasaya sürmesiyle insanların kullanımına sunuldu. Ancak çok pahalı olması sebebiyle kullanımı yaygınlaşamadı. Daha sonraki zaman içerisinde benzer teknik donanıma sahip düpürgeler farklı firmalar tarafında tüketiciye sunuldu. Şimdilerde hemen hemen her üretici firma su filtreli elektrikli süpürgeyi üretiyor.  Farklı firmaların doğması rekabet açısından tüketici için iyi haber. Sizlere de bir tane su filtrasyonlu elektrikli süpürge alıp keyfini sürmek kalıyor.

                                           
                TOZ TORBALI SÜPÜRGE


DİK KULLANIMLI SÜPÜRGE

                                       
                              HALI YIKAMA


                                       
                         ISLAK KURU


                                         
                            ŞARJLI SÜPÜRGE



                                       
                          TOZ TORBALI

                                       
                             TOZ TORBASIZ

                                     
                          PRATİK SÜPÜRGELER

23 Ekim 2012 Salı

KİŞİLİK, KİŞİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KİŞİLİĞİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

KİŞİLİK

İnsanın başarılı ve mutlu olma yolundaki girişimleri söz konusu olunca akla ilk gelen
kavram “kişilik” tir. Kişiliğin yapısı ve gelişim koşulları bilinmedikçe insan ne kendisini ne
başkalarını tanıyabilir ne de hızla değişen ve gelişen ekonomik, toplumsal, kültürel
sorunlarına tutarlı çözümler bulabilir. Bireyin sorunlarının çözümü ancak kendisinin ve
başkalarının ne olduğunu, ne olmadığını bildiği oranda kolaylaşır.
Kişilik bireyi temsil eder. Yani insan olarak bedensel özelliklerimizi, yeteneklerimizi,
kusurlarımızı, ilgilerimizi, duygularımızı, coşkularımızı, düşüncelerimizi, tavır ve
davranışlarımızı anlatan bir kavramdır.
Bir insanın doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı niteliklerin tümüdür.

KİŞİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
 1-) Huy (mizaç):  Kişiliğin biyolojik ve fizyolojik yönüdür. Kişiliğin bu yönü doğuştan  getirilir ve değiştirilemez. Sinirlilik, neşelilik, içe dönüklük,  dışadönüklük, soğukkanlı olma gibi kişiliğin özellikleri mizaçtır. 
2-) Karakter: Bireyin  toplumun sosyal değerlerine uygun davranış gösterme özelliğidir. Yani  kişiliğin ahlaki yönüdür. Çevreden kazanılır ve eğitim ile şekillenir.  Dürüstlük, sevecen olmak, sahtekâr olmak, mücadeleci, sorumsuz olma  gibi ifadeler karakter özelliğidir.
 3-) Tutum:  Bir kişinin herhangi bir nesneye veya duruma karşı genel bir duygusunu,  değerlendirmesini veya belirli şekilde tepki göstermesini ifade eder.  Bu tepki veya değerlendirme olumlu da olabilir olumsuz da olabilir.  Tutumlar kişiye özgüdür.
4-) İstidat (Yatkınlık): Bireyde  doğuştan var olan ama ortaya çıkmamış özellikleridir.

 5-) Yetenek: Doğuştan  insanda var olan istidatların çevrede işlenerek işe yarar hale  getirilmesidir. Yani istidatları ortaya çıkmış halidir.

 6-) Benlik: Bireyin kendi  kimliğidir. Bireyin kendisine ilişkin algılarıdır.
7-) Özgüven:  Bireyin kendisine tam güvenmesidir. Bireyin kendisiyle barışık  olmasıdır. Yapacaklarını başaracağına ilişkin olumlu duygularıdır.
8-) Benlik saygısı (Özsaygı):Kapasitesini  bilmesidir. Kendisini sevmesidir. Duygularını tanıması ve  kabullenmesidir. Risk alabilmesidir. Fiziksel özelliklerini  benimsemesidir.

KİŞİLİĞİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1-Biyolojik Etmenler

Kalıtım:Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir. Fiziksel özellikler, saç rengi, boy, kilo, zekâ, zihin yetenekleri, karakter, huy, mizaç, bazı davranış ve alışkanlıkların da genlerle geçtiği tespit edilmiştir.


Genler yoluyla bebeğin beden yapısı, organları ve tüm vücut sistemlerinin bir bütün
olarak çalışmasının yanı sıra bir ırka ve bireye ilişkin tüm özelliklerinin de soydan soya
geçmesi sağlanır. Bireyin doğumdan sonra sahip olacağı özelliklerin tümü genler yoluyla 
belirlenir.
Kişiliğin bir iç, bir de dış yapısı vardır. Kişiliğin dış boyutları insanın fiziği, yetenek ve 
becerileri bazı huy ve davranışları gibi ölçülebilen özellikleri kapsar. Kişiliğin iç boyutları 
ise bireyin duygusal ve güdüsel eğilimlerini, fikir ve tutumlarını, bilinçli ve bilinçsiz 
eğilimlerinin tümünü içermektedir.
Aynı çevrede bulundukları hâlde çocukların birbirlerinden ayrı özelliklere sahip
olmaları, farklı davranmaları ve gelişmeleri kalıtım etkisini göstermektedir.
Beden hücrelerinin gelişmesiyle meydana gelen özelliklere “genetipi” denilmektedir.
İnsanın yüz çizgileri, beden biçimi, saç ve göz rengi, çeşitli yetenekleri gibi görülebilen ve 
ölçülebilen özelliklerine de “fenotipi” denir


Çevre:Bireyin doğduğu ve yaşamını sürdürdüğü, bireyi etkileyen canlı cansız varlıklarla,
bütün güç ve uyarıcılar toplamına çevre denir. Kişilik, kalıtımın yanı sıra doğal ve ekonomiketmenlerin oluşturduğu fiziksel, toplumsal ve kültürel çevreden de etkilenerek
şekillenmektedir. Ruh sağlığımız, beden sağlığımız ve kişiliğimizin oluşmasında, beslenme,barınma ve maddi olanakların önemli bir yeri vardır.
Çevreyi birbirine bağlılıklarını ve karşılıklı etkileşimlerini gözden uzak tutmamak
koşuluyla fiziksel, toplumsal ve kültürel çevre olarak üç bölüme ayırabiliriz.
Fiziksel çevre iklim, doğal bitki örtüsü, yeryüzü biçimleri gibi şeylerin oluşturduğu
çevredir. Bunların kişiliğin oluşumunda ve gelişiminde oldukça önemli rolleri vardır.
İnsan, belirli bir kültürel yapısı bulunan toplumsal çevre içinde doğar ve büyür.
Kişiliğin gelişimi ve toplumsal çevre arasında sıkı bir ilişki vardır. Çocuk kişiliğini, doğuştan getirdiği bedensel, zihinsel ve gizli yeteneklerini, toplumsal ve kültürel çevrede işleyerek geliştirir.

RUH SAĞLIĞININ TANIMI VE ÖNEMİ

  Ruh Sağlığı

Ruh sağlığı, kişinin kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olmasıdır. 



Ruh Sağlığının Önemi

Çocuk, kişiliğinin temelini oluşturan ilk ruhsal yapıyı 0-6 yaşlarında oluşturmaktadır.
Bu dönemden sonra ilk yaşantılarıyla birleştirip ruhsal yapısını tamamlayarak yaşamını
sürdürür. Çocuğun kendi başına bir fert olduğunu hissedip ilk izlenim ve yaşantılarını
kazandıracak ana-baba, daha sonra ailenin diğer bireyleridir. Günümüzde yapılan
araştırmalar göstermiştir ki, çocukla onu yetiştiren arasındaki ilişkinin çocuğun gelişiminde
rolü büyüktür. Çocuğun anne-baba ile sağlıklı ilişkiler içinde geçireceği ilk yıllar, onun
geleceğinin en önemli güvencesidir. Başta anne olmak üzere diğer aile bireyleri, olumlu ya da
olumsuz etkileriyle çocuğu gelecekte yaşamını sürdürmeye aday olarak hazırlamakta ya da
onun gelecekte mutsuzluğun temellerini atmaktadır.
Çocuk erişkin insanın küçük bir örneği değildir. Çocuğun sürekli gelişen ve değişen
bir birey olduğu göz önünde bulundurularak farklı yaşlarda farklı ruhsal özellikleri olduğu
bilinmelidir. Yani çocuğun ruh sağlığı açıklanırken onun gelişimsel özelliklerini de bilmek
gerekir. Örneğin, korku çocukluk çağında sıklıkla görülen ruhsal bir durumdur. Karanlıktan,
öcüden korkan çocuk yadırganmaz ama bu korkuları yetişkin biri gösterdiğinde pek normal
sayılmaz ya da iki yaşındaki bir çocuğun istediğini elde etmek için yere yatıp tepinmesi o
çağ için normal görülürken yetişkin bir insanın bunu yapmasına nasıl bakılabilir? Bu nedenle
çocuk davranışını yetişkin davranışına göre değerlendirmek yanlış olur.

Çocuk kendine özgü özellikler göstermekle kalmaz, hızlı ve şaşırtıcı değişmeler
gösterir. Üç yaşındaki bir çocuk ile beş yaşındaki bir çocuk gelişimsel özellikler yönünden
birbirine benzemez. Görülüyor ki, çocukta ruh sağlığının değerlendirilmesi, gelişim
dönemlerinde beliren ruhsal niteliklerin ayrıntıları ile bilinmesine bağlıdır.

Ruh Sağlığı Yerinde Olan İnsanlarda Görülen Davranışlar

1-Kişinin kendi kendisiyle uyumlu olması her şeyden önce gereksiz ve uzun süren
kaygılardan, kuruntu ve kuşkulardan uzak olmasına bağlıdır. Günlük kaygılar ve
üzüntüler her sağlıklı insanda vardır ve ruhsal uyumsuzluk belirtisi sayılmaz.
Fakat nedeni belli olmayan ya da uzun süren kaygılar, kuruntular ruhsal
dengenin bozulduğunun belirtisi olabilir.

2- Kişi, içinde yaşadığı yakın ve uzak çevrede ilişkiler kurup bu ilişkileri devam
ettirebilmelidir. Ailesi, akrabaları ve iş yaşamındaki kişilerin dışında
arkadaşlıklar da kurabilmeli ve bu ilişkileri devam ettirebilmelidir.

3- İnsanlarla geçinme ve iş birliği yapmanın ötesinde, sevgiye ve saygıya dayalı
bağlar kurabilmelidir. Karşı cinsle de sevgiye dayalı ilişkilere yönelmeli, eş
seçmede kendi başına sorumluluk alabilmelidir.

4- Kişinin kendine güveni olmalıdır. Davranışlarını ve yeteneklerini gerçekçi
olarak tartabilmelidir. Kendini başkalarının gözüyle de görebilmelidir.
Yetenekleriyle orantısız bir üstünlük ya da aşağılık duygusu içinde olmamalıdır.

5- Kişi toplumda bir yeri ve görevi olduğu duygusunu edinmiş olmalıdır.
Yeteneklerini geliştirmeli, verimli işlere yöneltebilmeli, çalışmalarından ve
başarısından zevk almalıdır.

6- Kişinin geleceğe yönelik planları olmalı, bunları gerçekleştirmek için de
gerçekçi bir yol izlemelidir. Gerçekleştiremediği isteklerini de başka yollardan
doyum sağlamaya çalışmalıdır.

7- Kişinin karşılaştığı zor durumlarda başvuracağı bir yedek gücü olmalı ve yeni
durumlara uyma esnekliği gösterebilmelidir. 

8-Başarısızlıktan yılmamalı, zorlukla
karşılaşınca kendini bırakmamalıdır. Geleceğe dönük umudu ve savaşım gücü
ile karşılaştığı engelleri yenmeye çalışmalıdır
.
 
9-Kendi başına kararlar alıp uygulayabilmeli, kararlarının sorumluluğunu
taşıyabilmeli ve sonuçlarına katlanabilmelidir. 

10-Başarısızlıktan ders almalı,
başarısızlık nedenlerini başkalarına yüklememeli, kendini eleştirebilmelidir.

11-Kişinin yaşadığı toplumla ters düşmeyen, inandığı değerleri ve inançları
olmalıdır. Bunun yanı sıra birey yeniliklere de açık, ön yargıdan uzak olmalıdır.

12-Başkalarının inanç ve görüşlerinde saygı duymalı, hoşgörülü olmalıdır.
 
13-Kişinin, mesleği dışında eğlendirici, dinlendirici ve kişiyi geliştirici, spor, sanat
gibi uğraşları da olmalıdır.

BİLGİ İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ





- Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiklerin, karşındakinin anlayabileceği kadardır..

-Bilgi büyük adamı alçak gönüllü yapar, normal adamı şaşırtır, küçük adamı ise kibirlendirir.

-Bilgi cesaret verir, cehalet küstahlık.

-Bilgiyle dirilenler ölmez. 

-Bir şeye ait her şeyi öğrenin; her şeye dair bir şeyler bilin.

-Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur. 

-Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.

-Dolu küpün sesi çıkmaz.

-Öğreteceğin kadar biliyorsan öğretemezsin.

-Göz, ancak o bireyin bildiği kadarını görür.